SORU:

Uzay, zaman, enerji ve fizik kuralları nereden geldiler?

İDDİA:

Kozmologlar, uzayın, zamanın, enerjinin ve fizik yasalarının nerden geldiğini açıklayamıyor.

CEVAP:

Bilimin eleyerek ve biriktirerek ilerlediğini biliyoruz. Bunun yanı sıra, kozmolojinin bir bilim olduğunu ve diğer bütün bilimler gibi, kendine özgü sorunsallara sahip olduğunu da biliyoruz. Bunlardan en önemlisi de, uzay, zaman, madde, enerji gibi olguların kaynağının bilinmemesidir.

Bilinmeyenlerin ortaya çıkması, belli süreçler gerektirir. Deney ve gözlem ise, bu süreçlerin başlıcalarıdır. Burada söz konusu olan sorunsal, kozmologların 1, 2 ya da 5 yılda altından kalkabileceği bir şey değildir ve bilim insanları, filozoflar ve teologlar tarafından farklı biçimlerde dile getirilmiştir. Kimleri bu soruna “tanrı” cevabını vererek yaklaşmaya çalışmıştır. Ancak bu yaklaşım, soruya cevap vermek değil, sadece bir gizemin yerine bir başkasını koymaktır.

Fizik yasaları, devingendir, yani birbirileriyle etkileşim halindedir. Evrenin 1 saniye öncesi, 1 saniye sonrasının şartları üzerinde etkilidir. Evrenimizin başlangıcından itibaren gelişen şartlar, günümüz fizik yasalarının ortaya çıkmasında, hep birlikte etkili olmuşlardır. Uzay, zaman ve enerji ise elimizdeki bilgilere göre Büyük Patlama ile ortaya çıkmıştır. Ancak bunun nasıl olduğu, öncesi ve sıfır anı; yani söz konusu mekanizma henüz tam anlamıyla aydınlatılamamıştır. Bunun için de yeni bir kuantum kütleçekim kuramına gereksinim vardır ve bu soruyu cevaplamak adına deney ve gözlemler sürmektedir. Amaç, gizemin yerine gizem değil, sınanabilir, objektif ve kabul edilebilir yasalar koymaktır.

Şimdi bahsettiğimiz bu devingen yapı ile ilgili bir örnek verelim:

Richard Feynman’ın çift yarık deneyini açıklamak için formüle ettiği Alternatif Geçmişler formülasyonu bunlardan birisidir. Basitçe açıklamak gerekirse, klasik fiziğe göre nesneler hareket halindeyken, başlangıç ve sonuç hedefleri arasında tek bir yol, tek bir yörünge izlerler. Ancak 1999’da Avusturya’da bir grup fizikçinin gerçekleştirdiği çift yarık deneyinde, durumun aslında çok daha farklı olduğu anlaşılmıştır. Futbol topu biçimindeki bir dizi molekülü (moleküllerin her biri 60 karbon atomundan oluşmaktadır) çift yarıklı bir engele doğru fırlatırlar ve moleküllerin her iki yarıktan da geçerek hedefe ulaştıklarını açık bir şekilde gözlemlerler. Yani madde, mikro düzeyde, A noktasından B noktasına ulaşana kadar olasılık dahilindeki bütün yollardan geçmektedir.

Büyük Patlama (Big Bang) kuramı sayesinde, evrenimizin başlangıçta tıpkı deneyde kullanılan moleküller gibi mikro düzeyde olduğunu bildiğimizden, bu sınanmış ve doğrulanmış Çoklu Geçmiş kuramını evrenimize uyguladığımızda, günümüzdeki fizik yasalarının tüm olası geçmişlerden devinerek oluştuğu sonucu çıkmaktadır. Bu kuram ve deney sonuçları doğrultusunda evrenin, başlangıçtan bugüne (yani aşağıdan yukarı) değil; bugünden başlayıp olası tüm geçmişleri ele alarak başlangıca kadar (yani yukarıdan aşağı) izini sürmek uzayın, zamanın, enerjinin ve fizik yasalarının nereden geldiğini anlayabilmemizi sağlayacaktır.

Sonuç olarak, gizemin yerine yine başka bir gizem koyarak soruya cevap bulmaya çalışanların aksine kozmologlar, somut kanıt, deney ve ölçümlere dayalı bilimsel araştırmalarını sürdürerek fizik yasalarının nereden geldiğini açıklayabileceklerdir.

 

Kaynak:

Ford, W. K. (2011). 101 Soruda Kuantum; Çift yarık deneyi nedir? Neden önemlidir? (s. 212/214) Alfa Yayınları

  • Paylaş
  • submit to reddit