SORU:

Tarihte inançlı birçok bilim insanı yok muydu?

İDDİA:

Tarihte, inançlı birçok bilim insanı vardı. Özellikle Avrupa’daki Aydınlanma Çağı, İslam alimlerinin fikirlerinden yararlanan bilim insanları sayesinde olmuşken, dini neden bilimin önünde bir engel gibi gösteriyorsunuz?

CEVAP:

Buna kısaca, kişinin taşıdığı inancın bilim yapmasına engel olmamasını göstererek cevap verebiliriz (en azından tarihe mal olmuş, fakat inançlı olan bilim insanları için böyledir, aşağıda belirtildiği üzere hakim olan dinsel fikirler nedeniyle bilim yapmaktan vazgeçenler de olabilir). Bunun aksine din, tarih boyunca bilimsel ilerlemenin önündeki başlıca engellerden biri olarak karşımıza çıkar. Bir diğer önemli husussa, bilimin ve ortaya konan buluşların/fikirlerin, insanlığın ortak malı olduğudur. Avrupalılar İslam alimlerinin fikirlerinden yararlanarak yeni ürünler ortaya koydukları gibi, Arap alimleri de Muhammed zamanından önce, Nesturi Hıristiyanlarının Süryanice’ye çevirdiği Yunan eserlerinden faydalanmışlardır. Arap Yarım Adası’ndaki yoğun ticaret trafiği ve onun getirdiği kültürel ve düşünsel çeşitlilik sayesinde, birçok kültürün Arap düşüncesine katkıda bulunması kaçınılmaz olmuştur.(1)

Alimler ister dünyayı ve evreni açıklamak, isterse olan bitenin ardındaki “yüce” nedeni anlamak için araştırma yapıyor olsunlar; hiçbiri bir dinin şemsiyesi altına sokulamazlar. Bu nedenle İslam alimleri, Hıristiyan alimleri vb. yapay etiketler, bilim dünyası adına hiçbir şey ifade etmez. Bilim din, dinsel öğretiler veya kutsal metinlerle yapılan bir şey olmadığı için, bir bilim insanını inandığı din ile tanımlamak gayet anlamsızdır.

Özellikle de günümüzde sıkça karşılaştığımız “İslam alimleri” gibi ifadeleri kullanan kişilerin niyetlerini anlamak zor değildir. Şöyle ki, M.S 758-1258 tarihleri arasında, İslam aleminde yukarıda bahsedilen kültürel çeşitlilik nedeniyle bir aydınlanma çağı yaşanmış, bu dönemde yetişen alimler Yunan ve Hint kaynaklarından yararlanarak önemli buluş ve fikirler ortaya koymuştur.(4) Ancak 11. yüzyılın sonlarından itibaren, bilimsel konuların Kuran’a dayandırılması; böylelikle de kendisine Kuran’ı temel alan ve “dine faydası olmayan bilginin yararsız sayılacağı” fikriyle hareket eden Gazali’nin örnek alınması nedeniyle; İslam coğrafyasında hem bilimsel, hem de düşünsel anlamda gerileme başlar.(3) Kişileri dinleriyle etiketlemeyi seçenler, bu kısacık aydınlanma çağında gerçekleşen gelişmeleri tüm İslam tarihine mal etmeye çalışarak; sonrasından gelen karanlık dönemin ayıbını örtmeyi amaçlamaktadır.

Söz konusu iddiayı dile getirenler, benzer bir şekilde başka bilim insanlarının da, örneğin Isaac Newton’ın da inançlı olduğundan bahsederler. Fakat Newton aynı zamanda yoğun olarak simyayla ilgileniyordu. (O dönemlerde simya ile bilim arasında net bir ayrım yoktu. Günümüzde simyanın yerini kimya almıştır.) Newton’ın bilim adamlığından şüphe etmeyip de inançlı olmasından kendilerine pay çıkaranlar, muhtemelen Newton’ın simyager yönünü de savunmayacaklardır! Kaldı ki Newton yaklaşık 300 yıl önce yaşamıştıı; yani dinselliğin yaygın bir şekilde her alana hükmettiği, pozitif bilimlerin henüz emekleme çağında olduğu zamanlarda. Fakat bugüne döndüğümüzde, artık inançsız bilim insanlarının sayısı da artmış durumdadır. Uluslararası Bilimler Akademisi’nin yaptığı araştırmaya göre biyologların yüzde 65,2’si, fizikçilerin de yüzde 79’unun tanrıya inanmadığı görülmüştür.(2) Nature dergisinin farklı zamanlarda yaptığı anketlerde de bilim insanları arasındaki inançlıların oranı düşük çıkmıştır.

Galileo, Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü söylediğinde kiliseyle çatıştı ve ev hapsine mahkum edildi. Çünkü ortaya koyduğu fikir, Dünya’yı durağan ve düz kabul eden, dünya merkezli skolastik düşünceye taban tabana zıttı.

30 yıllık araştırmaları sonrası Charles Darwin, çalışmalarının toplamı olan eseri Türlerin Kökeni’ni basmayı uzun süre ertelemiştir. Nedeni ise fikirlerinin dönemin hakim olan inançlarıyla çatışacağının farkında olmasıydı. İnsanın ortak atadan evrildiği gerçeği, insanı “yaratılmışların mükemmeli” mertebesinden  hayvanlar alemine indiriyordu. Galileo’dan sonra ikinci büyük darbe! Darwin kitabını yayımladıktan sonra ne yazık ki dönemin hakim dinsel inanışları karşısında “atası bir maymun” şeklindeki saldırılardan kaçamamıştır.

 

Ayrıca bkz. Evrimin içerdiği materyalizm veya doğalcılık, tanrının varlığını reddetmez mi?

 

Video ve okuma önerileri:

 

Kaynaklar:

  1. Öztürk, Turan, 2006. Orta Çağda Bilim. Evrim, Bilim ve Eğitim, Nazım Kitaplığı, s. 172,173
  2. Özdemir, Özlem. Bilim ve Gelecek Dergisi, sayı 81
  3. Aydın, Hasan. Klasik İslam Düşüncesinde Bilgi ve Bilim Karşıtı Bir Düşünür: Gazzâlî
  4. Robinson, Francis (1996). The Cambridge Illustrated History of the Islamic World edited by Francis Robinson. Cambridge University Press. pp. 228–229.
  • Paylaş
  • submit to reddit