1. Evrim, tamamlanmamış fosillere dayanmaz. Hiç fosil olmasaydı da modern yaşama ait kanıtlar teoriyi fazlasıyla sağlam yapardı. Kaldı ki, eksiksiz olan ve evrimi destekleyen haddinden fazla iskelet fosili de vardır. Örneğin, balina geçiş dizisi.

2. Yalıtılmış da olsa tek bir kemik, şaşırtıcı derecede fazla bilgi verebilir. Örneğin, bir diş, hayvanın neyle beslendiğini ve vücut büyüklüğünü gösterebilir. Bu bilgilerin ışığında da, hayvanın ekolojik çevresinin bir parçası olduğunu anlarız.

3. Kemikler hiçbir zaman tek başlarına değerlendirilmez; daha eksiksiz iskeletlerdeki kemiklerle kıyaslanarak incelenirler. Basit bir örnek vermek gerekirse; Iguanadon uyluk kemiğine (femur) benzeyen ama ondan biraz daha küçük olan bir kemik bulunmuşsa, yeniden inşa edilen iskelet daha küçük bir Iguanadon’a benzeyecektir. Fakat tam bir yeniden kurulum, ancak bulunan kemiğin elinizdeki eksiksiz bir iskeletle eşleşmesi halinde yapılabilir.

Tek bir diş veya kemiğe bakarak bir fosil hakkında birçok çıkarım yapma yeteneği, bir anatomi uzmanı ve paleontolog olan Georges Cuvier ile ünlenmiştir. Örneğin, 1804 yılında kendinden emin bir şekilde, Fransa’da bulunan bir fosilin sadece dişlerine bakarak, bunların o zamanlar Fransa’da varlığı bilinmeyen bir keseli sıçana ait olduğunu duyurmuştu.⁽¹⁾ Üstelik de Cuvier, bir yaratılışçıydı.

Kaynak:

1. Zimmer, Carl, 1998. At the Water’s Edge. New York: Touchstone.