1. Mikroevrim ve makroevrim, birbirinden farklı şeylerdir; ancak tabi oldukları süreçlerin çoğu aynıdır. Mikroevrim, bir popülasyon içindeki alel sıklıklarındaki değişim olarak tanımlanır. Timothy Wallace gibi mutasyonların gerçekleştiğini inkar eden yaratılışçılar dışında, mikroevrimin gerçekleştiğine itiraz eden yoktur. Makroevrim, tür bazında ya da daha üst seviyelerde gerçekleşen evrimsel değişim olarak tanımlanır (yeni bir türün, cinsin vb. oluşması gibi). Bunlardan türleşme, gözlemlenmiştir de.

Yaratılışçılar, “makroevrim” kelimesi için yeni bir kategori icat etmişlerdir. Teknik bir tanımları olmasa da bu kategoriyi, pratikte henüz gözlemlenmemiş büyüklükte bir evrimi ima etmek için kullanmaktadırlar. Kelimenin gerçek anlamıyla karışmaması için, bu kategoriyi bundan sonra süpermakroevrim olarak isimlendireceğiz.

Türleşme, yeni türlerin oluşabilmesi için genellikle yalıtıcı bir etmen gerektirmesi bakımından mikroevrimden farklıdır. Yalıtıcı etmen biyolojik olmak zorunda değildir; yeni bir dağ sırası ya da yatağı değişen bir nehir de iş görür.

Türleşme, bunun haricinde, mikroevrimden başka bir mekanizmaya gerek duymaz. Dallanan seçilim ve çoktakımlılık gibi süreçler, türleşmede daha sık görülebilir; ancak bunlar da esas itibarıyla mikroevrimden farklı değildir.

Süpermakroevrimi doğrudan gözlemlemek zordur. Ancak süpermakroevrimin, mikroevrimden başkaca bir mekanizma gerektirdiğine dair en ufak bir kanıt yoktur. Aniden gerçekleşen büyük değişimler, muhtemelen enderdir; ancak bunlar, büyük değişimlerin tek kaynağı değildir. Küçük değişimlerin zamanla birikerek büyük değişimleri meydana getiremeyeceğini düşünmek için bir neden yoktur. Aksini düşünmek içinse birçok neden vardır. Yaratılışçılar, mikroevrim ile süpermakroevrimin birbirinden farklı olduğunu iddia ederler ama şimdiye kadar bu iddialarını destekleyecek tek bir kanıt bile gösterememişlerdir.

   2. Fosil kayıtlarındaki aşamalı değişimler ve bugün yaşamakta olan canlılar arasındaki benzerlik örüntüleri, süpermakroevrim için kanıt oluşturur. Öyle ki; Darwin’in teorisini sunmasından önce bile bu kanıtlar, bir çeşit evrimsel görüşün kabul edilmesini sağlamıştır.

Video önerisi:

* Evrim Gerçekleri, 3. bölüm