SORU:
İDDİA:
Nesli tükenmiş uçan sürüngenler olan pterodaktillerin 100 milyon yıl kadar önce yaşadıkları düşünülüyor.The Illustrated London News gazetesinin 9 Şubat 1856 tarihli sayısının 166. sayfasındaki bir makaleye göre, işçiler yaşayan bir pterodaktil buldular. 1856 kışında, St. Dizey ve Nancy arasındaki demiryolu hattında bulunan bir tünelin raylarında çalışıyorlardı; Jura devrine ait bir kireçtaşını parçalayıp kaldırdılar ve yaratık üstlerine devrildi. Kanatlarını çırptı, öttü ve işçilerin ayaklarının dibine cansız halde yığıldı. Kanat genişliği yaklaşık 3,5 metreydi; pençeli ayaklara uzanan dört bacağı, bir yarasanınkiler gibi perdeliydi; ağzında keskin dişleri vardı ve siyah, kayış gibi, yağlı bir deriye sahipti. Yaratığın çıktığı kireçtaşından, eksiksiz bir kalıp alınmıştı.
CEVAP:
1. Bu hikaye, 1856 yılında bir pterodaktilin bulunuşuyla ilgili gazetede bir haber yayınlandığına ilişkin kısma kadar doğru.
O dönemlerde, Fransızlar ile Prusyalılar arasında büyük bir rekabet vardı ve Bavyera’daki Solnhofen Kireçtaşı’ndan (daha sonra burada Archaeopteryx bulunacaktır) çıkarılan çok sayıda harika fosil, Alman paleontologlar tarafından fazlasıyla ses getirecek bir biçimde duyuruluyordu. Fransa’da, Solnhofen Kireçtaşı’yla aynı yaştaki bir başka kireçtaşının içinden geçen bir tünelin inşasına başlanınca; Fransa’daki “soylu jeologlar”, kendi hikayelerini uydurmak için bir fırsat bulmuş oldular. Haberin aslına göre, pterodaktil, ardında hiçbir iz bırakmadan tuzla buz olmuştur.
Gazetedeki haberde pterodaktil, Pterodacdylus anas şeklinde tanımlanmıştır. Pterodacdylus, bülbül boyutlarındaki uçan sürüngenleri kapsayan cinstir ve hiçbir üyesinin kanat genişliği 3,5 metrenin yanından bile geçmez. “Anas”, “ördek” kelimesinin Latincesidir. “Ördek” ise Fransızca’da “canard” olarak geçer ve bu sözcük de İngilizcede “hile” anlamına gelmektedir.
2. Bu hikaye, baştan aşağı saçmalıktır ve tefe konmaktan fazlasını da hak etmemektedir. Yaratılışçılar ne zamandan beri avanaklığı bir erdem sayıyorlar?