SORU:
İDDİA:
Geçiş fosil dizileri, doğrudan atasallık göstermezler. Örneğin, evrim taraftarlarının bulunabilecek en iyi geçiş fosili serisi olarak kabul ettikleri balina geçiş fosillerinde, fosiller en iyi ihtimalle nesli tükenmiş olan yan soylara aittir. Soya dahil olan her canlıya ait birer fosil bulmuş olsaydık bile, bu canlının doğrudan atasını belirleyemezdik. Fosiller teorik olarak bile, ortak atadan köken alıp değişerek türemeye dair kanıt olamazlar.
CEVAP:
Herhangi bir örüntüyü veya şablonu teyit etmek için, mükemmel bir bilgiye sahip olmak şart değildir. Örneğin, Jüpiter’in Güneş’in etrafında dönüşünü teyit etmek için, ona 12 yıl boyunca gözünüzü bile kırpmadan, kesintisiz olarak bakmanız gerekmez.
Ortak atadan türeme, zaman içinde ortaya çıkan kademeli bir değişim ve farklılaşma şablonu anlamına gelir. Bulunmuş olan yüzbinlerce fosil, bu şablona uymaktadır ve önerilen diğer şablonların hiçbirisiyle uyumlu değildir (özellikle de, var olan tüm yaşam formlarının, canlılığın tarihi boyunca hiç değişmeden olageldiğini öneren iddialarla çelişirler).
Henüz bulunmamış olan fosillerin bu örüntüden ciddi bir sapma göstermesi ihtimali; Jüpiter’in siz bakmıyorken Güneş Sistemi’ni bir uçtan bir uca zigzaglar çizerek dolaşması ihtimali kadardır. Bu nedenle, bu olasılığı ciddiye almak anlamsızdır.
Geçiş fosili, başka iki fosil arasındaki ara özelliklere sahip bir canlıya ait fosil anlamına gelir. Bu fosiller, iki fosil arasındaki benzerlikleri net olarak gösterirler; bazen de belirgin özelliklerin nasıl ortaya çıktığını anlamamızı sağlarlar. Örneğin, sürüngenlerden memelilere geçişi gösteren geçiş fosilleri, iç kulak kemiklerinin nasıl geliştiğini gösterir.
Fosiller, ister doğrudan atasallık, ister başka türden bir akrabalık ilişkisi içinde olsunlar; bu örüntüyü daima sergilerler. Bu tip soyu tükenmiş yan soyların yaygın olmasını bekleriz. Dolayısıyla eğer bulunan geçiş fosillerinin çoğu nesli tükenmiş yan soylara ait olmasaydı, işte o zaman evrimle çelişen bir kanıt oldukları ileri sürülebilirdi.
Video önerisi: