1. Kullanılan dil, zaman zaman belirsiz olabilir (örneğin; “set” kelimesinin anlamları, orijinal Oxford İngilizce sözlüğünde 22 sayfadan fazla yer tutmaktadır.) “Evrim” kelimesi de bu belirsizliğin talihsiz örneklerinden biridir. Çünkü “zaman içinde gerçekleşen biyolojik değişimi” ifade etmek için kullanılırken, aynı zamanda da “evrim teorisi”nin kısaltılmış hali olarak kullanılır; ki bu durumda çok geniş bir gözlem ve fikirler yelpazesini de içine alır. Ayrıca “evrim” kelimesi bunların haricindeki her alanda ve gündelik konuşma dilinde bile, temelde “değişimi” ifade etmek için de kullanılır. Fakat kelimenin belirsizliği, kullanıldığı alanın içeriğine göre kolaylıkla ortadan kaldırılabilir; en azından biyolojik evrim hakkında bir şeyler bilen insanlar için böyle bir belirsizlik yoktur.

İçeriği karıştırmak gerçekten de yersizdir ve “alel sıklığındaki değişim” de tek başına evrim teorisini tanımlayan bir cümle değildir.

2. Evrim teorisinin sağlamlığı, tanımının belirsizliğine dayanmaz. Aksine diğer bilim insanları da anlayabilsin diye yazılan bilimsel makaleler, belirsizliği olabildiğince ortadan kaldıracak şekilde hazırlanmaya çalışılır. Kanıtlar çok güçlüdür: Evrim sadece bir teori değildir ve “ortak atadan türeme” gibi birtakım önemli kavramlar da veri ve kanıtlarla desteklenmiş olan gerçeklerdir.

3. Yaratılışçılar, bazen belirsizliği kendi çıkarları uğruna kötüye kullanırlar. Örneğin, kozmolojik değişimi veya yıldızların, gezegenlerin, galaksilerin evrimini de evrim teorisinin bir parçasıymış gibi ifade ederler (mesela K. Hovind bunlardan biridir). Bu düpedüz cehalet ve bilinçli bir sahtekârlık; veya her ikisi birdendir.