SORU:
İDDİA:
Doğal seçilim ya da “güçlü olanın hayatta kalması” bir totolojidir (diğer bir değişle döngüsel bir akıl yürütmedir). Çünkü en çok yavruyu en güçlü bireylerin yapacağını söyler; ama bir yandan da en güçlü bireyleri, “en çok yavru yapanlar” şeklinde tanımlar.
CEVAP:
1. Evrimi “güçlü olanın hayatta kalması” olarak algılamak, hatalı bir düşünme şeklidir. Darwin’in kendisi, “Türlerin Kökeni” adlı eserinin birinci basımında bu ifadeyi kullanmamıştır. Darwin’in söylediği, kalıtsal çeşitliliklerin farklı üreme başarılarına yol açacağıdır. Bu, ne bir totoloji, ne de döngüsel akıl yürütmedir. Bu, deneysel olarak gösterilebilen ve defalarca da gösterilmiş olan bir öngörüdür.(4)
2. Bu iddia sahipleri “güçlü olmak” ve “hayatta kalmak” kavramlarını “güçlü olan hayatta kalandır, hayatta kalan ise güçlü olandır” şeklinde basitleştirerek evrimin döngüsel bir akıl yürütme ya da totoloji olduğunu iddia etmektedirler. Oysa “güçlü olan her zaman hayatta kalır” ya da “hayatta kalanların tamamı güçlü olanlardır” önermeleri her zaman doğru değildir. Örneğin “güçlü olan” bireyin yok olacağını öne süren hipotez ve teoriler de öne sürülmüştür, bunlardan bazıları şunlardır:
- Alpheus Hyatt, soyların da tıpkı bireyler gibi gençlik, erişkinlik, yaşlılık ve ölüm gibi aşamalardan geçtiklerini, bu döngünün sonuna doğru da “güçlü” bireylerin diğerlerine göre daha önce yok olacaklarını ifade eden bir hipotez öne sürmüştür.(2)(1)
- Ortogenez, bazı eğilimlerin zararlı ve hatta canlının soyunun tükenmesine yol açacak özellikte olsalar bile, ilerlemeye ve gelişmeye devam edeceklerini ileri sürer.Örneğin bu hipotez, devasa boynuzları olan İrlanda geyiklerinin soyunun, boynuz ebatlarının artık sürdürülemeyecek kadar artmış olması nedeniyle tükendiğini söyler.
Ayrıca bkz: Doğrusal evrim olarak da bilinen uzun süreli eğilimler (ortogenez), evrim kuramıyla çelişmiyor mu?
- “Güçlü” bireyler, yaşadıkları ortama en ideal şekilde uyum sağlamış bireyler olarak tanımlanabilir. Bir ortama böylesine iyi uyum sağlamış olmak, başka ortamlara da başarısız bir şekilde uyumlu olmayı beraberinde getirir. Bu “en güçlü” bireyler, ortam koşulları değiştiği zaman oluşan yeni ortama uyumlu olmayacaklardır. Dolayısıyla eski ortamda daha “güçsüz” sayılan fakat bu yeni ortama daha iyi uyarlanmış olan canlılar hayatta kalacaktır.
3. Darwin’e göre “en güçlü” olanlar hayatta kalanlar değil, özellikleri nedeni ile hayatta kalması beklenebilecek olanlardır. Örneğin, vahşi köpekler özellikle kemik iliği indeksine göre zayıf olan impalaları avlar.(3) Bu tanıma göre “en güçlü olanın hayatta kalması”, bir totoloji değildir. “Hayatta kalma” bireyin yaşam ömrü ile değil, bir sonraki nesle göreli olarak yaptığı katkılar bağlamında da tanımlanabilir. Böyle tanımlanması halinde de “en güçlünün hayatta kalması”, Darwin’in söyledikleri ile hemen hemen aynıdır ve bir totoloji değildir.
Ayrıca bkz: “En güçlünün hayatta kalması” demek, “güçlü olan haklıdır” anlamına gelmez mi?
Kaynaklar:
1. Lefalophodon. n.d. Alpheus Hyatt (1838-1902).
2. Hyatt, Alpheus. 1866. On the paralellism between the different stages of life in the individual and those in the entire group of the molluscous order Tetrabranchiata.Memoirs Read Before the Boston Society of Natural History 1: 193-209.
3. Pole, A., I. J. Gordon and M. L. Gorman. 2003. African wild dogs test the ‘survival of the fittest’ paradigm. Proceedings of the Royal Society, Biological Sciences270(Suppl. 1): S57.
4. Weiner, Jonathan. 1994. The Beak of the Finch. New York: Knopf.