SORU:

Evrim, kanıtlanamamış mıdır?

İDDİA:

Evrim kanıtlanmamıştır ve kanıtlanamaz da. Bırakın deneysel olarak test etmeyi, ufak değişimler haricinde evrimi gözlemleyemeyiz bile.

CEVAP:

Gerçek dünyadaki hiçbir şey mutlak kesinlik ile kanıtlanamaz. Ancak, kesinliğin yüksek düzeylerine ulaşılabilir. Evrim söz konusu olduğunda, farklı bilim alanlarından gelen çok sayıda veri mevcuttur. Evrimi bu yüksek kesinlik düzeyinde destekleyen her türden kapsamlı kanıt bulunur ve her biri de, diğerlerini test eder.(3)

  • Bütün canlılardaki kopyalama, kalıtım, kataliz ve metabolizma mekanizmaları, temel bir bütünsellik gösterir.
  • Ortak ata kavramı, iç içe geçmiş hiyerarşik bir yapı veya grup içerisinde gruplaşma öngörür. Özgün, tutarlı ve iyi tanımlanmış bir hiyerarşi içeren böylesi bir yapı, yaşam ağacında gerçekten de mevcuttur.
  • Farklı alanlardan gelen kanıtların hepsi, yaşam ağacı için aynı yapılanmaya işaret eder. Morfolojik, biyokimyasal veya genetik özelliklere baktığımızda, hepsi de temelde aynı sonucu verir.
  • Fosil canlılar, aynı yaşam ağacı içerisine tutarlı bir biçimde oturur. Fosil kaydında birçok geçiş türü bulunur.
  • Fosiller, tarihsel bir sırada karşımıza çıkar ve ortak ata kavramıyla uyumlu olan yüz milyonlarca yıllık değişime işaret eder; ani bir yaratılışa değil.
  • Pek çok canlıda görmeyen gözler veya uçmaya yaramayan kanatlar gibi körelmiş özellikler bulunur.
  • Atavizm zaman zaman gerçekleşir. (Atavizm, uzak atalarda bulunan ama yakın atalarda kaybedilmiş olduğu için bulunmayan birtakım özelliklerin, yeni kuşaklarda tekrar ortaya çıkmasıdır.) Sadece canlıların evrimsel geçmişleriyle uyumlu olan atavizmlerin gerçekleştiğini görürüz.
  • Ontojeni (embriyoloji ve gelişim biyolojisi bağlamındaki tanımıyla), bir canlının evrimine ilişkin tarihsel süreçler hakkında bilgi verir. Örneğin, balina ve yılan embriyolarında, doğumdan hemen önce kaybolan arka üyeler (bacaklar) bulunur.
  • Türlerin dağılımı, evrimsel geçmişleriyle uyumludur. Örneğin, keseli hayvanların çoğu Avustralya kıtasıyla sınırlıdır; istisnalar da kıtasal sürüklenme ile açıklanmaktadır. Uzak adalarda çoğu zaman, alışkanlık ve dış görünüş olarak birbirinden çok farklı olup, genetik olarak birbirine çok benzeyen türler bulunur. Örneğin, sincapların çeşitlenme zamanı, tektonik ve okyanus suyu seviyesindeki değişimlerin yaşandığı döneme denk gelir.(2) Böylesi bir tutarlılık, fosil türlerin denkleme dahil edilmesi halinde de devam etmektedir.
  • Evrim, yeni yapıların önceden var olan başka yapılardan uyarlandığını; dolayısıyla da yapılar arasındaki benzerliklerin işlevden çok, evrimsel geçmişi yansıtması gerektiğini öngörür. Örneğin insan elleri, yarasa kanatları, at bacakları, balina yüzgeçleri ve köstebeklerin ön üyeleri, farklı işlev görüyor olmalarına rağmen benzer kemik yapılarına sahiptirler.
  • Aynı ilke, moleküler düzeyde de geçerlidir. İnsanlar, meyve sinekleri veya yuvarlak solucanlarla, %70’den fazla ortak gene sahiptir.
  • İki canlı birbirinden bağımsız olarak aynı özelliği geliştirdiği zaman, genellikle farklı yapılar meydana gelir. Örneğin, kuşların, yarasaların, pterozorların ve böceklerin kanat yapıları birbirinden farklıdır. Süzülme eylemi, bunlara ek olarak başka biçimlerde de gerçekleştirilebilir. Yine aynı şekilde bu durum, moleküler düzeyde de geçerlidir.
  • Evrimsel geçmiş nedeniyle oluşan sınırlamalar, bazen uygun olmayan yapı ve işlevlerin ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin, insanın gırtlak ve solunum sistemi, aynı anda nefes alıp yutmasına engeldir ve boğulma riski yaratır.
  • Uygun olmayan yapılar, moleküler düzeyde de ortaya çıkmaktadır. Örneğin, DNA, işlevsiz olan birçok dizi de barındırır.
  • Bazı işlevsiz DNA kısımları; örneğin transpozonlar, psödogenler (yalancı genler) ve endojen virüsler, ortak ataya işaret eden bir kalıtım örüntüsü içerirler.
  • Türleşme gözlemlenmiştir.
  • Evrimin günlük hayatta ortaya çıkan yanlarının (kalıtsal genetik değişim, morfolojik çeşitlilik ve değişim, işlevsel değişim ve doğal seçilim), ortak ata kavramı ile uyumlu bir düzeyde olduğu görülmektedir.

Bunlara ek olarak, farklı alanlardan gelen kanıtlar birbiriyle uyumludur ve hepsi de aynı büyük resme işaret etmektedir. Örneğin, maya genomundaki gen ikilenmesine (duplikasyonu) ilişkin kanıtlar, mayaların glukozu fermente etme yeteneklerinin 8 milyon yıl önce evrildiğini gösterir. Fosil kayıtlarına göre, fermente edilebilir meyveler de yaklaşık aynı dönemde yaygınlaşmıştır. Bu dönemde meydana gelen büyük değişikliklere ilişkin genetik kanıtlar, meyveli bitkilerde ve meyve sineklerinde de mevcuttur.(1)

Kanıtlar kapsamlı ve tutarlıdır, tartışmasız şekilde de evrime işaret ederler. Bu tutarlılık, doğal seçilim tarafından yönlendirilen ortak ata kavramı, zaman içinde gerçekleşen değişim ve uyarlanım (adaptasyon) için de geçerlidir. Bütün bunların birer veri olmadığını söylemek, mantıksız ve akıl dışıdır.

Ayrıca bkz: Hiç kimse evrimi gerçekleşirken doğrudan gözlemlemedi, öyleyse doğru olduğunu nereden biliyorsunuz?

 

Okuma önerileri:

 

Video önerileri:

 

Kaynaklar:

  1. Benner, S. A., M. D. Caraco, J. M. Thomson and E. A. Gaucher. 2002. Planetary biology–paleontological, geological, and molecular histories of life. Science 296: 864-868.
  2. Mercer, John M. and V. Louise Roth. 2003. The effects of Cenozoic global change on squirrel phylogeny. Science 299: 1568-1572.
  3. Theobald, D. 2004.
  • Paylaş
  • submit to reddit