SORU:

Evrim doğruysa, fosil kaydında neden çok fazla boşluk var? Daha fazla ara form-geçiş türü fosili olması gerekmez miydi?

İDDİA:

Hiç geçiş türü fosili yoktur. Evrim teorisine göre, bir canlı türü ile ataları arasındaki fosil kayıtlarında devamlılık olmalıdır. Bunun yerine, fosil kayıtlarında düzenli boşluklar görüyoruz.

CEVAP:

  1. Aksine çok sayıda geçiş türü fosili vardır. Yaratılışçıların, tüm kanıtları görmezden geliyor olmalarını bir kenara bırakırsak, var olmadıklarına dair iddialarında bir nebze de olsa haklı çıkabilmeleri için, “geçiş” sözcüğünün şu şekilde tanımlanmış olması gerekirdi: “Bir canlının doğrudan atası ve başka bir canlının da doğrudan oğul soyu olan fosile, geçiş türü denir.” Ancak geçiş türünün anlamı bu değildir.
    Evrim teorisi bağlamında “geçiş türü fosili” ile kastedilen gerçek bilimsel tanım şudur: Evrimsel tarihinde, hem kendisinden daha eski hem de daha yeni olan canlıların sahip olduğu özelliklerden bazılarını kendi yapısında bulunduran bir canlının fosili.
  2. Geçiş fosillerinin arasında boşluklar bulunabilir, bunda herhangi bir tuhaflık yoktur. Milyonlarca yıldan beri yer altında bulunan fosillerin, kusursuz bir şekilde detaylı bir dizilişe sahip olmalarını zaten beklemeyiz. Ne var ki, türler ve cinsler arasında bazı güzel fosil dizileri de bulmuyor değiliz. Ayrıca daha büyük taksonlar arasında da boşlukları gayet güzel bir şekilde dolduran birçok dizilime rastlıyoruz.

Aşağıdakiler, türler ve cinsler arasındaki fosil geçişlerine örnektir:

  • İnsanın ataları: İnsanın atalarına ait birçok fosil bulunmaktadır ve türler arasındaki değişimler öylesine kademeli bir şekilde gerçekleşmiştir ki, aralarında ayrım yapabilmek her zaman kolay değildir.
  •  Titanoterlerin boynuzları, sıfırdan başlayarak, aşamalı olarak gittikçe daha büyük boyutlara ulaşmıştır. Aynı zamanda diğer baş ve boyun özellikleri de evrilmiştir. Bu özellikler, koyunlarda görülen toslama hareketinin uyarlanımlarıdır.(22)
  • Aşamalı bir geçiş fosili dizisi, birer foraminifer türü olan Globigerinoides trilobus ve Orbulina universa’yı birbirine bağlar.(18) Daha sonraki dönemde görülen O. universa fosilinde, Globigerinoides-benzeri bir kabuğun etrafını saran, başka bir küresel kabuk bulunur. Bu, bir özelliğin kaybolduğuna değil, eklendiğine işaret eden bir kanıttır ve tüm büyük tropik okyanus havzalarında görülür.Tabloda görülebileceği gibi, bazı ara morfolojik türler, iki türü birbirine bağlar.
  • Fosil kayıtları, bir trilobit cinsi olan Phacops türleri arasındaki geçişleri göstermektedir.
  • Planktonik foraminiferler.(16)Bunlar, kesintili aşamalılığın bir örneğidir. 10 milyon yıllık foraminifer fosil kaydı, uzun durgunluk dönemlerini ve görece daha hızlı, ama yine de sıralı morfolojik değişim dönemlerini göstermektedir.
  • Rhizosolenia diyatomunun fosilleri oldukça yaygındır ve bir türleşme olayının kaydını da içeren, yaklaşık 2 milyon yıllık, kesintisiz bir kayda sahiptirler.
  • Turkana Gölü’ndeki yumuşakça türleri (14)
  • Senozoik döneme ait deniz ostrakodları (3)
  • Eosen dönemine ait bir primat cinsi olan Cantius (9),(10),(11)
  • Chesapecten cinsine dahil olan deniztaraklarının eklem yerlerindeki üçgenlerden birisi, 13 milyon yıldan daha uzun süredir, aşamalı olarak değişim göstermektedir. Ayrıca, kabuklarının üzerindeki oluklar da değişmektedir.(25)
  • Gryphaea (sarmal istiridye), Jura döneminin başlarında daha büyük ve geniş, ama aynı zamanda daha ince ve daha düz hale gelmiştir.(12)

Aşağıdakiler, familya, takım ve sınıflar arasındaki fosil geçişlerine örnektir:

  • İnsanın ataları. Bacakları ve leğen kemikleri dik yürüdüğüne işaret etse de, Australopithecus’un muhtemelen körelmiş olan ön kolunda, yürürken parmak boğumlarından yardım aldığına işaret eden sivri bir çıkıntı vardı.(20)
  • Dinozorlar ve kuşlar arasındaki geçişler.
  • Haasiophis terrasanctus, oldukça gelişmiş arka bacaklara sahip, ilkel bir su yılanıdır. Bu fosil, yılanların, bacaklı atalarıyla olan ilişkisini gösterir.(24) Pachyrhacis de, Haasiophis ile akraba olan bacaklı yılanlara bir başka örnektir.(1)
  • Mozazorların çeneleri, yılanların ve kertenkelelerin çeneleriyle benzerlik gösterir. Yılanların esneyebilen çeneleri gibi, mozazorların da oldukça esnek alt çeneleri vardır; ancak, yılanlarınkinin aksine üst çeneleri esnek değildir. Mozazorların diğer bazı kafatası özellikleri de yılanların ve kertenkelelerinkiyle benzerlikler göstermektedir.(1),(13),(24)
  • Mezonikidler ve balinalar arasındaki geçişler
  • Balıklar ve tetrapodlar arasındaki geçişler
  • Kandilartlardan (bir tür kara memelisi), suda yaşayan modern manatilere geçiş. Bilhassa, Pezosiren portelli apaçık bir sireniandır, ama arka bacakları ve kürek kemikleri küçülmemiştir.(4),(5)
  • Orta Devon dönemine ait bir bitki olan Runcaria, tohumlu bitkilerin bir öncülüydü. Katı bir tohum zarfı ve poleni tohuma yönlendirecek bir sistem haricinde, tohumlu bir bitkinin her özelliğine sahipti.(8)
  • Erken Kretase döneminden kalma bir kehribarın içindeki Melittosphex burmensis isimli arı türü, crabronid yaban arılarıyla günümüz arıları arasındaki bir geçiş türünden beklenebilecek, ilkel özelliklere sahiptir.(19)

Aşağıdakiler, alem ve şubeler arasındaki fosil geçişlerine örnektir:

  • Kambriyen dönemine ait Halkiera ve Wiwaxia fosilleri, onları birbirlerine ve Mollusca, Brachiopoda veAnnelida’nın modern şubelerine bağlayan özelliklere sahiptir. Özellikle bir halkeriid türü, her iki uçtaki sırt kısımlarında bulunan Brachiopod benzeri kabuklara sahiptir. Bu yapı, hala yaşayan Brachiopod türlerinden biri olan Neocrania’nın gelişmemiş aşamalarında da görülür. Annelida’nın bir alt sınıfı olan deniz halkalı solucanlar ile aynı yapıya sahip olan sert kıllar içerir. Wiwaxia ve Halkiera’da da aynı içi boş kabuk yapısı bulunur; bu yapı, deniz halkalı solucanların yapısına benzer. Wiwaxia’nın alt kısmında, yumuşakçaların yerde sürünmelerine yarayan gövde tabanlarını andıran yumuşak bir taban bulunur ve çenesi de yumuşakçaların ağızlarına benzer. İlkel bir yumuşakça grubu olan Aplacopharan’ların Wiwaxia’ların kabuklarına benzer dikenlerle kaplı, yumuşak bir vücutları vardır.(2)
  • Kambriyen ve Kambriyen öncesine ait fosiller olan Anomalocaris ve Opabinia, artropodlar ve lobopodlar arası geçiş türleridir.
  • Modern derisi dikenliler  ile diğer deuterostomlar arasında bir geçiş türü olan atasal bir derisi dikenli türü keşfedilmiştir.(21)

Ayrıca bkz: Şimdiye kadar milyarlarca ara form bulunmuş olmalıydı ama hala yoklar.

 

Okuma önerisi:

 

Video önerisi:

 

Kaynaklar:

1. Caldwell, M. W. and M. S. Y. Lee, 1997. A snake with legs from the marine Cretaceous of the Middle East. Nature 386: 705-709.
2. Conway Morris, Simon, 1998. The Crucible of Creation, Oxford University Press.
3. Cronin, T. M., 1985. Speciation and stasis in marine ostracoda: climatic modulation of evolution. Science 227: 60-63.
4. Domning, Daryl P., 2001a. The earliest known fully quadupedal sirenian. Nature 413: 625-627.
5. Domning, Daryl P., 2001b. New “intermediate form” ties seacows firmly to land. Reports of the National Center for Science Education 21(5-6): 38-42.
6. Eldredge, Niles, 1972. Systematics and evolution of Phacops rana (Green, 1832) and Phacops iowensis Delo, 1935 (Trilobita) from the Middle Devonian of North America. Bulletin of the American Museum of Natural History 147(2): 45-114.
7. Eldredge, Niles, 1974. Stability, diversity, and speciation in Paleozoic epeiric seas. Journal of Paleontology 48(3): 540-548.
8. Gerrienne, P. et al. 2004. Runcaria, a Middle Devonian seed plant precursor. Science 306: 856-858.
9. Gingerich, P. D., 1976. Paleontology and phylogeny: Patterns of evolution of the species level in early Tertiary mammals. American Journal of Science 276(1): 1-28.
10. Gingerich, P. D., 1980. Evolutionary patterns in early Cenozoic mammals. Annual Review of Earth and Planetary Sciences 8: 407-424.
11. Gingerich, P. D., 1983. Evidence for evolution from the vertebrate fossil record. Journal of Geological Education 31: 140-144.
12. Hallam, A., 1968. Morphology, palaeoecology and evolution of the genus Gryphaea in the British Lias. Philosophical Transactions of the Royal Society of London B254: 91-128.
13. Lee, Michael S. Y., Gorden L. Bell Jr. and Michael W. Caldwell, 1999. The origin of snake feeding. Nature 400: 655-659.
14. Lewin, R., 1981. No gap here in the fossil record. Science 214: 645-646.
15. Lindsay, Don, 1997. A smooth fossil transition: Orbulina, a foram. 
16. Malmgren, B. A., W. A. Berggren and G. P. Lohmann, 1984. Species formation through punctuated gradualism in planktonic foraminifera. Science 225: 317-319.
17. Miller, Kenneth R., 1999. Finding Darwin’s God. New York: HarperCollins.
18. Pearson, P. N., N. J. Shackleton and M. A. Hall. 1997. Stable isotopic evidence for the sympatric divergence of Globigerinoides trilobus and Orbulina universa(planktonic foraminifera). Journal of the Geological Society, London 154: 295-302.
19. Poinar, G. O. Jr. and B. N. Danforth. 2006. A fossil bee from Early Cretaceous Burmese amber. Science 314: 614.
20. Richmond B. G. and D. S. Strait, 2000. Evidence that humans evolved from a knuckle-walking ancestor. Nature 404: 382-385. bkz:Collard, M. and L. C. Aiello, 2000. From forelimbs to two legs. Nature 404: 339-340.
21. Shu, D.-G. et al., 2004. Ancestral echinoderms from the Chengjiang deposits of China. Nature 430: 422-428.
22. Stanley, Steven M., 1974. Relative growth of the titanothere horn: A new approach to an old problem. Evolution 28: 447-457.
23. Strapple, R. R., 1978. Tracing three trilobites. Earth Science 31(4): 149-152.
24. Tchernov, E. et al., 2000. A fossil snake with limbs. Science 287: 2010-2012. See also Greene, H. W. and D. Cundall, 2000. Limbless tetrapods and snakes with legs.Science 287: 1939-1941.
25. Ward, L. W. and B. W. Blackwelder, 1975. Chesapecten, A new genus of Pectinidae (Mollusca: Bivalvia) from the Miocene and Pliocene of eastern North America. U.S. Geological Survey Professional Paper 861.

  • Paylaş
  • submit to reddit