1. Her şeyden önce şu yanılgıyı bir kez daha düzeltmek gerekiyor: Evrim teorisi çökmemiştir. Çökmediği gibi, ortaya çıkan her yeni bilimsel kanıtla pekişmiş ve gelişmiş; şu anda da eskisinden çok daha güçlü bir şekilde ayakta durmakta ve biyoloji biliminin temel dayanağını oluşturmaktadır. Sitemizde bu konuya dair birçok iddiaya zaten cevap verilmiştir. bkz: Evrim kanıtlanamamış mıdır?,  Bilim insanlarının artık evrim teorisini terk ettikleri doğru mu?,  Evrim sadece bir teori değil mi? vb.

2. Evrim teorisi, ateizmin dayanağı değildir. Ateizmin tarihi, evrim teorisinin bulunmasından çok öncesine dayanır. Evrim konusunda çok fazla bilgisi olmayan kişiler de ateist olabilir, olmaktadır da.

3. Ateist olmadığı halde evrim üzerine çalışmalar yapan bilim insanları vardır. Bilimsel bakış açısı, inançlar ile kanıtlara dayalı bilimsel verileri birbirinden ayrı tutmayı gerektirir.

Ayrıca bkz: Evrimi kabul etmek için ateist olmak gerekmez mi?

Evrimin doğruluğunu kavrayıp kabullenmiş olan dini kurumlar bile vardır. Örneğin, Katolik kilisesi, bir süre önce bu konuda bir açıklama yaparak, evrim teorisini kabul ettiklerini ve bu teorinin Hıristiyanlık inancıyla çelişmediğini beyan etmiştir.

4. Evrim teorisi, bilimin alanındadır ve bilimsel verilerden bahsederken “inanmak” kelimesini kullanmak doğru değildir. Ancak bilim, bize doğada gerçekleşen olaylar ve gözlemlenen olgular hakkında somut bilgi sunan tek güvenilir kaynaktır. Bu nedenle de bilimsel verilere dayanarak inançlarımızı yönlendirebilir, bunlara dair birçok çıkarım yapabiliriz. Evrim teorisinin yeryüzündeki canlılığın gelişimi ve değişimi, özellikle de insanın ortaya çıkışı ile ilgili sunduğu veriler, üç büyük dinin kutsal metinleriyle büyük oranda çelişir. Bu nedenle inançlı kesimin bu gerçeği kabullenmesi zor olmaktadır.

5. Yaratılışçılar, çoğu zaman hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan, bazen de bilimsel görünen, hatta bazı bilim insanlarının çalışmalarından alıntılanan kaynaklar sunarlar. Okuyucu kitlelerinin, bu verilen kaynakları araştırmayacağına, veya araştırsa bile yabancı dildeki terminoloji nedeniyle nasılsa bir şey anlamayacağına ve süslü laflarla gerçeklerin çarpıtıldığını farketmeyeceklerine güvenirler. Ne yazık ki inanan kesimin mevcut ön yargısı ve insanların merak eksikliği nedeniyle çoğu zaman bu amaçlarına da ulaşırlar. Dahası, üniversite öncesi eğitim kurumlarında başta biyoloji olmak üzere çocuklara verilen fen eğitimi eksik ve yetersiz olduğu için, araştırma yapmaya istekli olan kişiler bile bu çabalarında başarısız olabilmektedir. bkz: Yaratılışçı olmayan birçok bilim insanının söylediklerinden de evrimi çürüten alıntılar yapılmıyor mu?