SORU:

Darwin’in kendisi bile, gözün evrimi konusunda yanıldığını kabul etmemiş miydi?

İDDİA:

Charles Darwin, yazdığı şu satırlarla evrimin yetersizliğini kabul etmiştir:

 Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri girecek ışık miktarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün; doğal seçmeyle oluşabildiğini düşünmenin pek abes göründüğünü açık yüreklilikle itiraf ederim.” (1)

CEVAP:

Bu söz, bağlamından koparılarak alınmıştır. Darwin, ileri sürdüğü bu problemi kendisi zaten yanıtlamıştır. Paragraf şöyle devam eder:

Ancak mantığım diyor ki, mükemmel ve karmaşık bir gözden oldukça kusurlu ve basit bir göze çok sayıda aşamayla geçişin mümkün olduğu ve bu aşamaların hepsinin de sahibine fayda sağlamış olduğu gösterilebilirse; dahası, göz gerçekten de ufak değişimler geçiriyorsa ve de bu değişimler kalıtılıyorsa (ki durum gerçekten de böyledir); ve eğer bir organdaki her çeşitlilik ve değişim, ortam şartları değiştiğinde canlıya fayda sağlıyorsa; o zaman hayal gücümüz tarafından kavranması ne kadar güç olursa olsun, mükemmel ve karmaşık bir gözün doğal seçilimle oluşmadığına inanmak gerçekten zordur. Bir sinirin nasıl olup da ışığa duyarlı hale geldiği sorusu; bizi, ilk yaşamın nasıl ortaya çıktığı sorusundan daha fazla ilgilendirmez. Fakat birçok veriye göre, duyarlı olan her sinir hücresinin ışığa ve sesi oluşturan havadaki titreşimlere de duyarlı hale gelmesi, hiç de olanaksız görünmemektedir.(2)

Darwin üç sayfa boyunca, ara aşamaların geçerliliğini gösteren canlı organizmalardan örnekler vererek, sıfır göz ve insan gözü arasındaki ara aşamaların makul bir dizisini tanımlamaya devam eder.

Bir çalışmadan alıntı yapmak yerine onun özetini çıkarmak, çalışmanın içeriğinin anlaşıldığını gösterir.Yaratılışçıların çoğu alıntı yapmakla yetinir, çünkü yazarın gerçekte neden bahsettiği hakkında en ufak bir fikre sahip değillerdir. Hatta çoğu yaratılışçı, çalışmanın orijinalini dahi okumadan alıntı yapar. Darwin’in, gözün evrimine ilişkin yazdıklarından yapılan bu alıntı da buna güzel bir örnektir. Yazının tamamını; yani cümlenin arkasından gelen açıklamaları okuyan ve anlayan hiçbir dürüst insan, zaten cümleyi yaratılışçıların kullandığı şekilde kullanmayacaktır. Eğer bir kişi, okuduğu veya dinlediği çalışmayı özetleyebilecek kadar anlamamışsa, onun hakkında yorum da yapmamalıdır.

Ayrıca bkz: Göz, evrilmiş olamayacak kadar karmaşık bir organdır

 

Video önerileri:

 

Kaynaklar:

1. Darwin, C. 1872, Onur Yayınları, 2. baskı, 6. Bölüm. s 212,213. Orijinal metin: Darwin, C. 1872. The Origin of Species, 6th ed. London: Senate, chpt. 6, http://www.talkorigins.org/faqs/origin/chapter6.html veyahttp://www.literature.org/authors/darwin-charles/the-origin-of-species/chapter-06.html

2. Bahsi geçen kısım orijinal metinden daha anlaşılır bir dille kendi yaptığımız çeviridir. Türlerin Kökeni’nin Türkçe çevirisinde ise şöyle geçmektedir:

“ Sağduyu bana şöyle diyor: Basit ve eksik bir gözden karmaşık ve yetkin bir göze çıkan ve her biri gözü taşıyan yaratığa yararlı aşamaların varlığı (durum kesinlike budur) gösterilebilirse; daha sonra, gözün durmadan değiştiği ve değişimlerin soyaçekildiği (durum gerçekten böyledir) ortaya konulabilirse; ve bu türlü değişimler değişen yaşam koşullarında bir hayvana yararlıysa, o zaman, yetkin ve karmaşık bir gözün doğal seçmeyle oluştuğuna, bu bizim hayal gücümüzü aşsa bile, inanmanın güçlüğü teorim için yıkıcı sayılmamalıdır. Bir sinirin nasıl olup da ışığa duyarlı duruma geldiği sorusu, bizi yaşamın kendisinin nasıl türediği sorusundan hiç de daha çok ilgilendirmez; ama hiçbir siniri olmayıp da ışığa duyarlı olan aşağı bazı yaratıkların etindeki (sarco) belirli duygan öğelerin birleşmesi ve bu özel duyarlığı taşıyan sinirlerin gelişmesi olanaksız görünmemektedir. (Darwin, C. 1872, Onur Yayınları, 2. baskı, 6. Bölüm. s 212,213.)

  • Paylaş
  • submit to reddit