1. Evrimin geçerliliği kanıtlara dayanır; insanların kişisel duygu ve fikirlerine değil. Evrimi destekleyen çok sayıda güçlü kanıt mevcuttur, aksi olan evrim karşıtlığına ilişkin ise hiçbir geçerli kanıt bulunmamaktadır.

2. Yukarıdaki listede adı geçen bilim insanlarının birçoğu, evrim teorisi henüz ortaya konmadan önce yaşamışlardı, dolayısıyla iddiada öne sürüldüğü üzere evrim karşıtı olmaları zaten mümkün değildi. Diğerleri ise teoriye aşina olmakla birlikte, kanıtları hakkında bilgi sahibi olacak kadar konuyla ilgili değillerdi. Evrim teorisi, bu bilim insanlarının çoğunun  uzmanlığının dışındadır.

Birkaç yüzyıl öncesine kadar; yani evrim teorisinin önerilmesinden ve ona ilişkin kanıtların ortaya konmasından önce, bilim dünyasının biyoloji ve jeoloji gibi evrim konusuyla doğrudan bağlantılı olan alanları da dahil olmak üzere neredeyse tüm alanlarındaki bilim insanları yaratılışçıydı. Bugün ise, biyoloji alanıyla ilgili veya yakın olan dallarda çalışan bilim insanlarının neredeyse tamamı evrimi kabul etmektedir. Böylesi bir dönüşüm, ancak çok kuvvetli kanıtların varlığında gerçekleşebilir. Günümüzde yaşayan bütün bilim insanlarının yanılgı içerisinde olduklarını iddia etmenin, abesçe bir düşünme şekli olduğu da açıktır.

3. İddiada ismi geçen bilim insanlarının hepsi, evrime inanmasalar da yöntemsel doğalcılık da dahil olmak üzere bilimsel yönteme tam bir bağlılık içindeydiler. Aslında bu bilim insanlarının her biri, bugünkü yaratılışçıların sıklıkla öne sürdüğü; “bilimin doğalcı uygulamalarının ateistçe olduğu” iddiasını da çürüten birer örnektir.

4. Evrim, tanrı inancıyla çelişmek zorunda değildir. Yukarıdaki bilim insanlarının çoğu, “evrim karşıtı” anlamına gelecek şekilde birer yaratılışçı değildi. Tanrıya inanıyor olmak, evrim ve diğer bilimsel gerçekleri yadsımayı gerektirmez.

Ayrıca bkz. Yaratılışçılar da yetkin ve dürüst bilimciler değil mi? Nasıl yanılıyor olabilirler?