Bilimin Tanrı’yı bulduğu ve modern bilimin, (özellikle de fizik ve kozmolojinin), pek çok bilim insanını Tanrı’ya yaklaştırdığı iddiası doğru değildir. Hatta bilim insanları arasında inançlı olanların oranı oldukça düşüktür. Sayılarla konuşmak gerekirse; Nature dergisinin kendi alanında uzman bilim insanlarıyla belli aralıklarla yaptığı ve bu kişilerin dini inancını sorgulayan bir anketi mevcuttur. Aşağıda bu anketin 3 değişik tarihte yapılan sonuçları yer almaktadır:

• Tanrı inancı konusunda,

1914 yılında bilim insanlarının %27.7’si inançlı, %52.7’si inançsız ve %20.9’u agnostik idi.

1933 yılında inançlı oranı %15, inançsız oranı %68 ve agnostik oranı %17 çıkmıştı.

1998 yılında tekrarlanan aynı anket ise inançlı oranını %7, inançsız oranını %72.2 ve agnostik oranını da %20.8 olarak gösteriyordu.

• İnsan ruhunun ölümsüzlüğü konusunda ise,

1914 yılında bilim insanlarının %35.2’si inançlı, %25.4’u inançsız ve %43.7’si ise agnostik idi.

1933 yılında inançlı oranı %18, inançsız oranı %53 ve agnostik oranı %29 çıkmıştı.

1998 yılında tekrarlanan aynı anket ise inançlı oranını %7.9, inançsız oranını %76.7 ve agnostik oranını da %23.3 olarak gösteriyordu.

Ancak burada önemli bir konuyu da hatırlatmak gerekiyor: Bilimin, tanrının varlığını veya yokluğunu kanıtlamak gibi bir amacı ve hedefi yoktur; çünkü bilim, metafizikle veya kişisel inançlarla ilgilenmez. Bilim, doğada var olan, gözlemleyebildiğimiz ve test edilebilir olgular üzerinde çalışır. Ayrıca bkz: Bilim insanlarının amacı, tanrıyı gereksiz kılmak mıdır?

Bununla birlikte, günümüzün “yeni”ateizmi, felsefeye dayalı “eski”ateizmden farklı olarak, bilimi referans alarak ilerleyen bir akımdır. Fizik ve kozmoloji bilimleri, felsefenin bir türlü içinden çıkamadığı “yaratıcı bir güç olmadan her şey nasıl var oldu?” gibi sorulara, sınanmış ve tatmin edici cevaplar verebilmektedir. bkz:Evrenin enerjisi, nasıl hiçlikten gelmiş olabilir? Dolayısıyla iddianın tersine, bilim dünyasındaki gelişmelerin birçoğu, tanrı hipotezini çürütüyor gibi görünmektedir.

Fakat, bilim ile ortalama vatandaş arasındaki uçurumun gitgide arttığı günümüzde bazı demagog ve şarlatanlar, anlaşılması zor olan birtakım bilimsel verileri keyfi olarak çarpıtıp, konuya daha az aşina olan insanlara hatalı yorumlamalarla sunmaktadır. Bu kişilerin birçoğu, bilimin günümüzdeki prestijinden ve gücünden pay toplama ve bunları kendi kişisel inançları için kullanma çabasındadır. Ortaya çıkan bu bilgi kirliliğinin bir sonucu olarak da söz konusu bilimsel veriler ya hiç bilinmemekte, ya da yanlış bilinmektedir.

Ve son olarak, insanların psikolojik olarak kendilerini gözleyen ve koruyan bir güce inanma yatkınlıkları, bilimin Tanrı’yı bulduğu iddialarını popüler ve kullanışlı kılmaktadır.

Okuma ve video önerisi:

• Stepthen Hawking’in “Evreni Tanrı yaratmadı” açıklaması (Garajımdaki Ejder)
• Stephen Hawking – Evreni Tanrı mı Yarattı? (video)

Kaynak:

Nature, Vol. 394, No. 6691, p. 313 (1998) © Macmillan Publishers Ltd.