SORU:

Bazı sistemler indirgenemez karmaşıklıkta değil mi?

İDDİA:

   Michael Behe, “Darwin’in Kara Kutusu” isimli kitabında, bazı biyokimyasal sistemlerin indirgenemez karmaşıklıkta olduğunu söyler. Buna göre, sistemin parçalarından herhangi birinin çıkarılması, sistemin tüm işlevini bozar. İndirgenemez karmaşıklık, bir sistemin evrilmiş olma olasığını ortadan kaldırır, dolayısıyla sistem tasarlanmış olmalıdır.

CEVAP:

1. İndirgenemez karmaşıklık evrilebilir. İndirgenemez karmaşıklık, “tek bir parçası çıkarıldığında işlevini yitiren bir sistem” olarak tanımlanıyorsa; bu onun sadece, işlevinde herhangi bir değişiklik olmaksızın parçalarının teker teker eklenmesiyle evrilmiş olamayacağını ifade eder. Oysa indirgenemez karmaşıklıktaki bir sistemin evrilmesini sağlamış olabilecek pek çok evrimsel mekanizma vardır. Bunlar:

– parçaların silinmesi
– (teker teker değil) birden fazla parçanın eklenmesi; örneğin tüm sistemin ya da sistemin büyük bir kısmının kopyalanması (9)
– işlevin değişmesi
– bir parçaya ikinci bir işlev eklenmesi (1)
– parçaların aşamalı değişimi

Tüm bu mekanizmalar genetik mutasyonlarda gözlenmiştir. Özellikle, silinme ve gen ikilenmeleri hayli yaygındır (3;4;5) ve bu ikisi evrim süreciyle gelişen indirgenemez karmaşıklığı sadece mümkün kılmakla kalmaz, beklenen bir durum haline getirir. Aslına bakarsanız bu, Nobel ödüllü genetikçi Hermann Muller tarafından neredeyse bir asır önce öngörülmüştür. (7) Muller buna, “kilitlenmiş karmaşıklık” adını vermişti.

İndirgenemez karmaşıklıkta olan bazı sistemlerin evrimsel kökeni detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Örneğin, Krebs sitrik asit döngüsünün evrimi üzerinde çok çalışılmış (6) ve bir hormon-reseptör (almaç) sisteminin “indirgenemezliğinin” evrimi aydınlatılmıştır.(2)

İndirgenemezlik, bu sistemlerin evrilmesinin önünde bir engel teşkil etmemiştir.

 

2. İndirgenemez karmaşıklık darvinist evrimi engelliyor olsaydı bile, buradan tasarım sonucuna varılamazdı. Bu sistemleri başka fiziksel süreçler de üretmiş olabilirdi. İndirgenemez karmaşıklık,inanılmazlık argümanının (ing. argument from incredulity) başarısız bir örneğidir.

 

3. İndirgenemez karmaşıklığın tanımı da başarısızdır. Parçalardan bahseder ama bu parçaların “ne” olduğunu açıkça belirtmekten kaçınır. Mantıken bu parçaların atomlar olması gerekir çünkü biyokimyasal reaksiyonlarla daha fazla bölünemeyecek olan organizasyon seviyesi, yani biyokimyacıların analizlerinde kullandıkları en küçük seviye budur. Ancak Behe, molekül kümelerini birer “parça” olarak kabul eder ve bu belirlemeleri neye göre yaptığını da tanımlamaz.

 

4. Bunların yanı sıra, indirgenemez karmaşıklıkta oldukları iddia edilen sistemlerin bazıları, hiç de öyle değildirler. Örneğin:

• Bakteri kamçısı indirgenemez karmaşıklıkta değildir, çünkü pek çok parçasını kaybetse de işlevini daha basit bir kamçı ya da salgı sistemi olarak sürdürmeye devam edebilir. Ökaryot kamçılarındaki pek çok proteinin vazgeçilebilir olduğu bilinmektedir, çünkü bu proteinlere sahip olmayan işlevsel kamçılar da vardır.

• Behe’nin örnek olarak verdiği hücre içi protein taşıma sistemi karmaşık olsa da, hiçbir taşıyıcıya ihtiyaç duymayan proteinler de mevcuttur.

• Behe’nin verdiği bağışıklık sistemi örneği, indirgenemez karmaşıklıkta değildir. Çünkü işgalci hücreleri, yok edici moleküller tarafından imha edilmek üzere işaretleyen antikorlar, bu işgalci hücreleri bizzat kendileri de engelleyebilir. Yani aslında sistem, yok edici moleküller olmadan da işler (her ne kadar diğer türlü daha iyi işlese de).

 

5. Ayrıca Michael Behe, 2010 yılında The Quaterly Review of Biology dergisinde yayınlamış olduğu “Deneysel Evrim, Fonksiyon Kaybettirici Mutasyonlar ve Adaptif Evrim’in İlk Kuralı” başlıklı makalesiyle 1996’dan beri sürdürmekte olduğu evrim karşıtlığından vazgeçmiş; evrimin gerçekliğini “bir yaratıcının yönlendirmesi ön koşuluyla” kabul etmiştir.

 

Okuma önerisi: 

* İnancın Bilimle İmtihanı: Prof. Dr. Michael Behe Vaka Analizi

 

Kaynaklar:

1. Aharoni, A., L. Gaidukov, O. Khersonsky, S. McQ. Gould, C. Roodveldt and D. S. Tawfik. 2004. The
‘evolvability’ of promiscuous protein functions. Nature Genetics [Epub Nov. 28 ahead of print]

2. Bridgham, Jamie T., Sean M. Carroll and Joseph W. Thornton. 2006. Evolution of hormone-receptor
complexity by molecular exploitation. Science 312: 97-101. Ayrıca bkz: Adami, Christopher. 2006. Reducible
complexity. Science 312: 61-63.

3. Dujon, B. et al. 2004. Genome evolution in yeasts. Nature 430: 35-44.

4. Hooper, S. D. and O. G. Berg. 2003. On the nature of gene innovation: Duplication patterns in microbial
genomes. Molecular Biololgy and Evolution 20(6): 945-954.

5. Lynch, M. and J. S. Conery. 2000. The evolutionary fate and consequences of duplicate genes. Science 290:
1151-1155. See also Pennisi, E., 2000. Twinned genes live life in the fast lane. Science 290: 1065-1066.

6. Meléndez-Hevia, Enrique, Thomas G. Waddell and Marta Cascante. 1996. The puzzle of the Krebs citric acid
cycle: Assembling the pieces of chemically feasible reactions, and opportunism in the design of metabolic
pathways during evolution. Journal of Molecular Evolution 43(3): 293-303.

7. Muller, Hermann J. 1918. Genetic variability, twin hybrids and constant hybrids, in a case of balanced lethal
factors. Genetics 3: 422-499. 

8. Muller, H. J. 1939. Reversibility in evolution considered from the standpoint of genetics. Biological Reviews of the
Cambridge Philosophical Society 14: 261-280.

9. Pennisi, Elizabeth. 2001. Genome duplications: The stuff of evolution? Science 294: 2458-2460.

10. Ussery, David. 1999. A biochemist’s response to “The biochemical challenge to evolution“. Bios 70: 40-45.

  • Paylaş
  • submit to reddit